Tükürük Bezi Biyopsisi Yapılma Nedenleri ve Uygulanışı

Tükürük bezi biyopsisinin gerçekleştirilme sebepleri nelerdir, biyopsi nasıl uygulanır, nelere dikkat etmek gerekir, biyopsi sonrası hareket tarzı neler olmalıdır hakkında makale.

Tükürük Bezi Biyopsisi

resim

Tükürük bezinde meydana gelen kitlelerin incelenmesinde kullanılan biyopsi yöntemi ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Bu biyopsi yöntemi tükürük bezi kitlelerinin incelenmesi için ilk olarak 1957 yılında uygulanmaya başlanmıştır. O günden bugüne kadar da bu kitlelerin inelenmesinde başarılı bir şekilde ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Yöntemin bu derece yaygın olmasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Anestezi gerektirmemesi
  • Vücuda giriş noktasının oldukça küçük olması
  • Ciddi yan etkilerinin olmaması
  • Rahat bir şekilde muayene odasında bile gerçekleştirilebilmesi

Bu tür nedenlerden ötürü bu uygulama oldukça popülerdir. Bunun yanında biyopsi ile elde edilen sonucun güvenilir olması ve teşhis konusunda kesin bilgiler vermesi de bir diğer etken olarak kabul edilebilir. Bunun yanında işlem sonucu oluşan yan etkilerin de hafif derecede olması bu uygulamanın sıklıkla kullanılmasında bir faktör olarak değerlendirilebilir. Bu komplikasyonlar şunlardır:

  • Ufak hematomlar meydana gelmesi
  • Fasiyal sinir hasarı
  • Fistül oluşması
  • Kanama

Bunlar nadir olarak görülen yan etkilerdir ve normal şartlar altında insan hayatiyeti açısından herhangi bir risk oluşturmamaktadırlar. Bu nedenlerden ötürü biyopsi uygulamaları hala günümüzde teşhis ve tanı açısından oldukça sık bir şekilde kullanılmaktadırlar.

Tükürük Bezi Biyopsi Yapılma Nedenleri

Tükürük bezindeki kitleler ile ilgili tedaviye başlamadan önce bunların yapılarını bilmek doğru tedavi açısından oldukça önemli bir konu olduğu için mutlaka tedaviden önce biyopsi gerçekleştirilmektedir. Özellikle duygun görüntüleme cihazları tarafından yapılan deneyimli laboratuvar uzmanları tarafından değerlendirilen biyopsiler hemen hemen yüzde yüz yakın bir doğrulukta bu kitleler hakkında bilgi verebilmektedir.  Bu bakımdan biyopsinin yapılış nedenleri olarak şunlar sıralanabilir:

  • Tükürük bezindeki kütlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu tespit etmek
  • Kitlenin neoplastik mi, yoksa non-neoplastik mi olduğunu belirlemek
  • Uygun tedavi şeklini belirlemek 

İnce iğne biyopsisi özellikle tükürük bezindeki kitlelerin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduklarının tespit edilmesinde oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu kitleler büyük bir çoğunlukla şişlik oluştururlar ve hastalar tarafından genellikle çene altı bölgesinde ve kulak önünde farkedilirler. 

Tükürük bezi kitleleri büyük bir çoğunlukla kötü huylu değil, iyi huylu tümörlerdir.

Biyopsi ile bu kitlelerin iyi huylu ve kötü huylu olup olmadıkları tespit edilmekle birlikte aynı zamanda bu tümörlerin alt türlerinin tespit edilmesi de sağlanmaktadır. Bunların arasında çok fazla sayıda farklı biyolojik özellikler bulunan kitleler bulunmaktadır. Bu nedenden ötürü biyopsi ile bu kitlelerin tam olarak ne tür bir biyolojik yapıda oldukları, histopatolojik özelliklerinin neler olduğu konusunda detaylı bilgi edilmesi amacıyla gerçekleştirilir.

Tükürüz Bezi Biyopsisi Yapılışı ve Dikkat Edilecek Konular

Oldukça kolay bir işlem olan biyopsi uygulamaları rahat bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Biyopsinin başarısında görüntüleme cihazlarının kalitesi ve biyopsiyi yapacak doktorun bunları kullanmadaki deneyimi ve biyopsi konusundaki uzmanlığı oldukça büyük bir yer tutmaktadır. Bu nedenle tükürük bezi biyopsisi yaptıracak olanların bu konuda uzman olan kişi ve kurumlardan bu hizmeti almaları oldukça önemlidir.

Özellikle anestezi gerektirmemesi açısından normal bir muayene odasında bile gerçekleştirilebilen bu işlemin uygulama aşamaları şunlardır:

  • İlk olarak kitlenin bulunduğu bölge iyot-alkolle silinerek temizlenir
  • İğnenin gireceği bölgeye lokal anestezi gerçekleştirilir
  • Kitle işaret ve baş parmak arasına alınır.
  • Enjektör içerisine hava çekilerek kitleye sokulur
  • Enjektörün içerisindeki hava kitleye boşaltılır
  • Enjektör hala kitledeyken enjektör pistonu geri çekilerek kitleden örnek alınır

İşlem ortalama yarım saat kadar sürmektedir ve hastaların büyük bir çoğunluğu herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissetmemektedirler. İşlem sonrasında elde edilen örnek patoloji laboratuvarına gönderilerek gerekli incelemenin yapılması sağlanır. 

Normal şartlar altında biyopsi uygulaması sonrası hastalar herhangi bir işleme gerek kalmadan hastaneden çıkarak gündelik hayatlarına rahat bir şekilde devam edebilmektedirler. Biyopsi sonrasında herhangi bir özel uygulama yapmaya gerek kalmamaktadır. Hastaların ilk 24 saat süresince banyo yapmamaları yeterli olmaktadır. Bunun dışında biyopsi sonrasında kesinlikle doktora danışılmadan herhangi bir ilaç kullanılmamalı, eğer vücutta normalden farklı bir tepki farkedilir veya kişinin ateşi çıkarsa ihmal edilmeden mutlaka hastaneye gidilerek tedavi olunmalıdır.

Makale değerlendirmesinde sizin de katkınız olsun



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Oyunuz ilk olacak)

Yaptığınız oylama bu makalesini değerlendirmek ve sonuçlara göre yenilemek için kullanılacak.
Loading...