Kalp Sintigrafisi Çekim İşlemi Nasıl Yapılır?

Kalp sintigrafisi nedir nasıl yapılır, kalp damarlarında var olan hastalıkların ortaya çıkartılarak tanı koyulması için uzun yıllardır kullanılan yöntemdir.

Kalp Sintigrafisi Çekim İşlemleri

Kalp sintigrafi işlemleri kalp damarlarında bulunan hastalıkların teşhis edilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu uygulamadaki temel amaç hastaların vücutlarına verilecek olan talyum, teknesyum tarzındaki nükleer maddeler ile tutulum sağlamak ve bu tutulum sonucunda araştırma yaparak kalbin kansız kalmış durumunu ve kalp krizi esnasındaki ölmüş olan dokuların saptanmasını sağlamaktır.

Kalp sintigrafisi çekimi radyasyon içeren radyoaktif bir maddedir. Hastaya uygulanacak olan stres testi sonucuna göre damar yolu yardımı ile hastalara enjekte edilir. Bu ilaç kan akışı yardımı ile ilk olarak kalp damarlarına oradan da kalp kasına kadar ulaşmaktadır. Bunun sonucu bu bölge özel olarak bu iş için tasarlarmış olan kamera yardımı ile radyoaktif madenin kalpte nasıl dağıldığına göre görüntüler alır.

Alınacak olan görüntülerin tamamı bilgisayar ortamında özel olarak tasarlanmış olan programlar yardımı ile düzenlenir ve değerlendirmeler yapılır. Kalp kasına gidecek olan kan miktarını oranında verilecek olan ilacın miktarı da artabilir ve azalabilir. Bu sayede kroner arter damarlardan beslenen kalp kası görüntülenir. Bu görüntüler sayesinde var olan tıkanıklıklara ve darlıklara da kolaylıkla bakılır. Birçok insan kalp sintigrafisinde radyasyona maruz kalacağından dolayı farklı endişelere kapılmaktadır ama bu konuda rahat olmak gerekir. Bu test sonucunda hastaların vücutlarının maruz kalacakları toplam radyasyon durumu normal bir röntgen film çekim işlemi kadar olacaktır.

Kalp Sintigrafisi Nasıl Yapılır, Kaç Saat Sürer?

Kalp sintigrafisi hastaların durumu ele alınarak iki şekilde yapılmaktadır.

Hasta olan kişiye efor testi olarak bilinen bandın üzerinde test yapılır. Bu testteki asıl amaç kalp hızının arttırılması işlemidir. Burada efor kapasitesi, kalbin hızının verdiği yanıt, kan basınç değerleri, kalp ritmi bozukluklarının ne düzeyde olduğu, efor kapasitesi tarzındaki önemli bilgilere ulaşılmaktadır.

Hasta efor bandının üstünde yorulmaya başladığında bu süreç efor testinin son sürecidir. Son süreçte hastaya önceden hazır olarak bekletilen nükleer ilaçlı madde kolda bulunan damardan enjekte edilir. Bu süreçten sonra hasta olan kişi rahat olan bir sedye üzerine alınır. Verilen madde kalpte tutulum sağlayacaktır. Tutulum sayesinde sayıcı olarak görev yapan bir cihaz gerekli olan bilgileri toplar.  Yaklaşık olarak 4 saatlik bir zaman dilimi içinde sayıcı cihaz yardımı ile madde tutulum sayımı tekrardan yapılır. Buradan alınan bilgiler ile efor testinden alınan bilgiler birbirleri ile karşılaştırılır. Tıb dilinde efor testi olarak bilinen halk arasında EKG olarak da adlandırılmaktadır.

Dikkat Edilecek Olan Hususlar

• Kalp sintigrafisi çekim işlemlerine aksi bir durum söylenmediği sürece ve aksi bir durum olmadığı sürece çekimden 4 saat önce yeme ve içme kesilmelidir.
• Çekim işleminde önce şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastalığı ciddi hastalığı olan hastalar bu durumlarını doktora belirtmelidir.
• Kullanılan ilaçlar kesinlikle doktordan saklanmamalıdır. İşlemlerin yapılacağı gün rahat, kolay giyilip çıkartılabilen ayakkabılar ve kıyafet giymek gerekir.
• Çikolata, kahve ve çay tarzındaki içeceklerin içilmesine birkaç gün önceden ara verilir.
• Hastanın daha önceden aldığı epikriz raporlarını, diğer raporlarını ve diğer evraklarını yanında bulundurması gerekir.
• Uygulama esnasında hastalara damar yolu yardımı ile verilecek olan radyoaktif maddenin yan etkileri bulunmaz ama egzersiz yerine dipiridamol tarzındaki ilaçlar ile test yapılırsa, buna bağlı olaraktan baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, bulantı tarzında yan etkiler oluşur. Bu yan etkiler kısa süreli geçicidir.
• Hastalara verilecek olan radyoaktif madde oldukça az düzeydedir. Bundan dolayı da vücuttan atılması oldukça hızlı şekilde gerçekleşir. Hastanın etrafında bulunan kişiler zarar görmez.
• Hastaların vücutlarından radyoaktif maddeyi atasıya kadar gebe ve çocuklar ile aynı ortamda bulunmaması gerekir. Çünkü bu kişiler az düzeyde de olsa çok çabuk etkilenme riskine sahiptir.